2020 nasıldı, neden muhteşemdi? Hayatımın en güzel senesi neden 2020 oldu? Yeni Yılınız Kutlu Olsun! 2020 neden muhteşemdi? 2020’de başımdan geçenler neler? 2020’de neler oldu? 2020 yılında başımdan neler geçti. Neden 2020 benim bu zaman kadar başıma gelen en güzel olayların yılıydı? 2020 çok güzeldi. 2021’den beklentilerim var mı? Varsa neler?
#degisim #2020 #2021 #yeniyıl #iyiseneler #değişimeayakuydurun
Başarı için korkularla yüzleşmek, kaygılara ve zihnindekilere çözüm bulmak şart. Hayat çok zor diye öğrendiğimiz tüm kalıpların aslında gerçek olmadığı ve bizlere bir başkası tarafından dayatıldığını öğrenmemiz gerekiyor. Tecrübe etmeden sadece inanarak hayatımıza etki etmesine izin verdiğimiz bu korkuları yenmek çok basit. Hemen aynanın karşısına geç ve gözlerinin içine bakarak tekrarla. “Hayat çok kolay ve çok güzel”. İşte hepsi bu.
İşte en sevdiğim konu. Korkular, kaygılar ve zihnindekiler. “Hayat çok zor” cümlesini bugüne kadar kim bilir kaç kere duydun. Bugünse yüzlerce defa tekrarlanan bu cümleye artık inanarak hayatın ne kadar zor olduğunu tecrübe ediyorsun. Sana bir sır vereyim mi? Bence hayat hiç de senin sandığın kadar zor değil. Hayatın zor olduğuna inandırıldın. Halen de inanmaya devam ediyorsun. Sana bunun ispatını hemen yapabilirim.
Haydi, küçük bir deney yapalım. Şu anda bu videoyu durdurup, aynanın karşısına geçip, gözlerinin içine bakarak yüksek sesle bağır. Çok mutlu bir şekilde “hayat çok kolay ve çok güzel” diye en az 3 kez tekrarla. Sonra kendini ve enerjini gözlemle. Gittikçe içinde artan bir enerjiyle yüklendiğinin farkına varacaksın. Hatta gülümsemeye ve kahkaha atmaya başlayacaksın. Sadece küçük bir deney. Haydi kalk ve dene. Benimle birlikte tekrarla.
Oh, iliklerime kadar enerjiyle doldum. Sen nasıl hissediyorsun? Değişimi sen de fark ettin dimi? İçine dolan o enerji ne biliyor musun? Senin kendi enerjin. Her zaman seninle olan ve dilediğin zaman arttırabileceğin o enerji. Yapman gereken tek şey aynaya bakarak birkaç kez tekrarlamak. Hepsi bu. İçinden ne kadar çok geliyorsa tekrarlayabilirsin. Ne kadar çok, o kadar iyi.
Sen bugüne kadar çevrendekilerin sana anlattıklarıyla ve kendi tecrübelerinle, kendi zihninde bir bakış açısı ya da bir realite oluşturdun. Sonra da bu realiteye sonuna kadar inandın. İster istemez inandın çünkü sana öyle söylediler. Sürekli aynı cümleleri tekrarladılar.
Yapamazsın! Beceriksizsin! Saçmalama ne olursun! Arkanı sağlama almalısın! Garanti bir işin olsun gerisi önemli değil! O işler bu ülkede olmaz! Tırnaklarınla kazıyacaksın! Para kazanmak zordur aslanım! Köpek gibi çalışmalısın!
Şimdi bu saydıklarımın hepsini sana zamanında birileri söyledi. Sürekli aynı şeyleri söyledikleri için sen de bunların gerçekliklerine inandın. Hatta zamanla kendi içinde bu negatif cümlelere karşı savunma mekanizmaları geliştirdin. O da sırf hayat sana zarar vermesin diye. Böylelikle teker teker korkular oluşturmaya başladın. Çünkü daha tecrübe bile etmeden başına gelsin istemedin. Neden? Sırf birileri sana öyle söyledi diye. Sırf bir başkası da aynı şeyi tekrarladı diye.
Başkalarının tecrübeleriyle kendine koruma kalkanı oluşturmaktan vaz geç artık. Senin korktuğun her şey sana dayatıldı. Hiçbirisi senin tecrüben değil. Korkularla yüzleşmek zorundasın. Senin tecrüben olsa bile her zaman aynı şeyleri yaşayacaksın diye bir şey yok. İçindeki güç işte bu. Sen istediğin her şeyi başarabilirsin. Korkacak hiçbir şey yok. Korkularla yüzleşmek zorundasın.
Para kazanmak çok kolay. Kendini garantiye almana gerek yok. Hayat sana o garantiyi veriyor. Her ülkede her iş olur. Tırnaklarınla kazımana da gerek yok. Köpek gibi çalışmak da neymiş! Sen istediğin her şeyi yapacak güce sahipsin. Bunları aklına iyice kazımalısın. Sen bunlara inandıkça tüm inanç sistemin hızlıca yenilenecek. Başarı sadece bir adım ötede olacak.
Nasıl da için enerjiyle doldu taştı değil mi? Hayat işte bu kadar basit aslında. İçindeki bu gücü artık keşfettin. Şimdi yapman gereken zihnine gelen bu düşünceleri ve bakış açılarını değiştirmek. Başarmana engel olacak hiçbir şey yok. Tek engel zihninde düşündüğün ve inandığın negatiflikler ve olumsuzluklar.
Bugüne kadar zihninde oluşmuş tüm bu korku ve kaygılarla yüzleşmelisin. Korktuğun her ne varsa üzerine git. Onunla yüzleş ve aslında ne kadar da gereksiz bir korku yarattığını kendin gör. Çünkü her şey senin zihninde. Gerçekte öyle bir korku yok. Hatta aslında oluşturduğun tüm o korkular çok da gerekliydi. Neden biliyor musun? Çünkü bugün onlarla yüzleştikçe, o korku duvarının arkasından esas olmak istediğin sen çıkacak.
Böylelikle, korkularınla yüzleşmek için gösterdiğin her çabanın sonunda olmak istediğin bir “sen”, seni bekliyor olacak. Sen kendine inandığın sürece bedenin ve hücrelerin onu gerçekleştirmen için bir yol bulacaktır. Nasıl bugüne kadar hiç tecrübe etmeden o korkulara inandıysan, şimdi de korkuların orada olmadığına inanarak kendin için olabilecek en iyi seçimi yapmış olacaksın.
Bu noktadan sonra bugüne kadar hep “çok zor” diye inandığın her şeyin bir illüzyon olduğunu fark edeceksin. Çünkü aslında hiçbir zaman zor değildi. Her zaman çok basitti. Gerçekleştirmesi kolay olmasa da yöntemi hep çok basitti.
Aksine senin için büyük bir kazançtır. Başarı seni tanımlamaz, sen başarıyı tanımlarsın. Hatalar da aynen öyle. Her hatadan bir ders almayı öğrendikçe her seferinde daha güçlü ve daha çabuk ayağa kalkan birisi olacaksın. Bu hayatın aslında zorluklarla değil, tecrübelerle dolu olduğunu anlayacaksın.
Bu noktadan sonra attığın her adım kendin için ve gelişimin için olacak. Mutlaka karşına zorluklar çıkacak. Belki de hata yapıp tökezleyeceksin. Belki çok büyük darbeler yiyeceksin. Her seferinde de ayağa kalkmayı bileceksin çünkü artık korku diye bir şey olmayacak. Korkusuzca her zorluğun üstesinden gelecek ve içindeki güce inanarak olmak istediğin kişiyi yaratacaksın.
İşte o noktaya geldiğinde tekrar aynanın karşısına geç. Kendini baştan aşağı bir süz. Gözlerinin içine uzun uzun bak. Şöyle güzelce bir gülümse ve kendine teşekkür et. Çünkü tüm o korkuların mimarı sendin ve tüm korkularla yüzleşmek sayesinde şimdi bu başarının mimarı sensin.
Neden başkalarının hayatlarına özeniyoruz? Geçmişteki kendime baktığım zaman hep başkalarının yaptıklarına özenmişim ve kendi isteklerimin farkına varamamışım. Bunu değiştirebilmek için de öncelikle böyle olduğumu görebilmem gerekmekteydi. Hep başkalarının hayatlarına özenmek kendi hayatından memnun olmadığını gösterir. Önce elimizde nelerin olduğunu görerek hareket etmeli ve sahip olduklarımıza şükretmeliyiz.
Başkalarının yaptıklarına takılı kalmak ve sürekli onları gözlemlemek, kendi hayatımızda mutlu olmadığımızı gösterir. Başkalarının başarılarına göz dikmek, kendi başarısızlığımızı kabul etmemektir. Esas başarı bu şekilde bir bakış açısına sahip olduğunu görerek onu değiştirebilmektir.
Sevgiler…
Ben Yeni Ben’i Çok Sevdim | Fedakar Olmanın Zararları
Günlerden hangi gün hiç bilmiyorum bile. Ne zamandır buradayım hiçbir bir fikrim yok. Zaten artık ne desem kendime boş, attığım adımlar da nafile. Yüreğime söz dinletemez hale gelmişim. Al başını git buralardan diyor. Yeter artık nedir bu çektiğin diyor. Onca çaba, onca koşturmaca ve emek sanki boşa gitmiş. Hem de yıllarımı vermişim. Ve sanki hiç benim olmamış gibi elimden uçup gidiyor.
Elimden kaçırmak mı? Çok denedim gitmesin diye. Çok hırpaladım kendimi her şey istediği gibi olsun diye. Saçımı süpürgeye, neşemi kedere, yaşamı ölüme çevirdim sırf onun için. Sonunda kaldım yine kendi kendime. Kendim dediğime bakma. Artık ne kaldıysa sana verdiklerimden sonra. Bir gün olsun kendimi düşünmemiştim oysa. Hep sendin benim için. Hep sana inşa etmiştim bu yaşamı. Ve sonunda aldın gittin beni benden. Geriye kalan közüdür alevin, ne mangal yanar ne kumpir çıkar oradan artık.
Gün geldi yaptıklarımı hatırladım. Sana yaptıklarım senin için değilmiş. Hep kendimeymiş. Elimdekileri kaybetmiştim ama bana yetmemiş. Daha da kaybetmem gerekliymiş ben de artık ne kaldıysa vermişim. Yetmemiş yeniden yaratmış tekrar vermişim. O da yetmemiş sıfırdan oluşturmuş yeniden sana vermişim. Sevgimi, neşemi, eğlencemi, mutluluğumu, düşlerimi, istediklerimi, yaratabilecek her ne varsa hepsini tek tek vermişim. Kendime bir parça bile ayırmamışım.
Şimdi anlıyorum hep suçladığım aslında yalnızca benmişim. Şimdi anlıyorum aslında hep düşlediğim gene yalnızca benmişim. Şimdi anlıyorum aslında hep anlam yükleyen sadece benmişim.
“Zaman alır elimizden her ne varsa birer birer” deriz ya hep, elimizden alan zaman değilmiş. Gitmesin diye zorla tutan benmişim. Gidecek diye korkudan ödü kopan gene benmişim. Gitmesin diye her şeyini sana veren benmişim. Şimdi gidince anlıyorum, geri dönersin diye zamana tutunan gene benmişim.
Artık yıkıldım demek istemiyorum çünkü bu bir alışkanlık. Önceden olsa sana alıştım derdim. Şimdi bakıyorum zaten sana kendimi kendi kendime alıştırmışım. “Peki bu neyin alışkanlığı” diye kendime sorduğumda cevabımı buldum. Birine alışmış olmak istemenin alışkanlığı. Sevmenin sevilmenin alışkanlığı. Elinde her ne varsa ona vermenin alışkanlığı. Kendini hep en son plana atmanın alışkanlığı. Hep karşımdakini kendimden fazla düşünmenin alışkanlığı. Kendi tercihlerimin hiçbir öneminin olmaması alışkanlığı. Kısacası aslında kendimi unutmanın alışkanlığı.
Sonunda anladım. Artık benden önce bir başkası olmayacak. Artık sevgim en önce kendime olacak. Artık bir başkasından ne bir beklentim ne de isteklerim olacak. Varsa yoksa ben olacağım. Ben diyebilirim artık kendime. Çünkü önceden bir ben hiç olmamış zaten. Ve işin acı tarafı bunu kendime hep ben yapmışım. Yani eski ben olmayacak artık.
Ben, yeni Ben’i çok sevdim.
Fedakar olmanın zararları. Birisinden bir kar elde edebilmek için kurulan ilişkide kendinden fazlaca ödün vererek kendini feda etmekti. Yani kendini kaybetmektir.
İyi seyirler…
Karşımdaki anlamayınca deliriyorum, kendini ifade etme sanatı, beni anlamadığı için daha yüksek sesle konuşmaya başlıyorum. Kendimi ifade etmekte zorlanıyorum, kimse beni anlamıyor, kendimi açıklamak zorunda hissediyorum. Önyargılı olan insanla görüşmek istemiyorum, önyargıları nasıl kaldırırım. İnsana güven ve insana sevgiyi yeniden kazanmak için kendimde neyi değiştirebilirim.
Karşımızdakine kendimizi ifade etmenin çeşitli yolları vardır. Karşımızdaki bizi anlamazsa şayet onun bizi anlayacağı açıdan kendimizi anlatmaya çalışabiliriz. Fakat anlamıyorlar diye kestirip atarsak da onları suçlar pozisyona düşeriz. Suçlamak ve dışlamak da bizim içimizde bir önyargı oluşturur ve insana olan güvenimizi veya sevgimizi zedeler.
İyi seyirler…
Theta Healing meditasyonu ve yaratıcı özle tanışma meditasyonu, kaynakla buluşma meditasyonu mutlaka yapmalı ve yaratıcı güçle bir olmayı tecrübe etmelisin. Hazırsan meditasyona başlıyoruz.
Bugün seninle buradan çok uzaklara gideceğiz. Belki bugüne kadar hep aradığın koşulsuz sevgi ve huzurun kaynağına gidiyoruz. Şimdi sırtın dik bir pozisyonda olacak şekilde otur. Ayağında terlik ya da ayakkabı olmasın. Dilersen bağdaş kurarak yere oturabilirsin. Gözlerini kapat ve derin nefes alıp vermeye başla. Her nefes alışında toprağa bağlandığını ve köklerini yaydığını hayal et. Her nefes verişinde de hafiflediğini hayal et. Ayaklarından yukarıya doğru ilerleyen uyuşmayı hissediyorsun. Şimdi dizlerine ulaştı ve yukarıya çıkmaya devam ediyor. Belinde de karıncalanmayı hissediyorsun ve hafiflemeye başladın.
Ellerin, kolların, omuzların ve başına kadar tüm bedenine enerji ulaştı. Artık iyice hafifledin ve bedeninde bir enerjinin gezindiğini hissediyorsun. Bu enerji seni çok huzurlu hissettiriyor. Huzurlu hissettikçe daha da çok hafifliyorsun ve enerjin genişlemeye devam ediyor. Enerjin genişlerken etrafında bulunan nesneleri yavaşça içine aldığını hisset. Bu nesnelerle bütünleştiğini hisset. Şimdi enerjin daha da genişliyor ve artık tüm odayı kaplıyorsun. Çevrendeki her şeyi yürekten hissediyor ve genişlemeye devam ediyorsun. Artık enerjin o kadar genişledi ki bulunduğun binayı da içine aldın. Şimdi de yavaş yavaş bulunduğun bölgeyi içine alıyorsun. Hem genişliyor hem de yükseliyorsun. Sen genişlemeye devam ettikçe içine çektiğin nefesle daha da genişlemek için hafifliyor ve güçleniyorsun.
Artık tüm şehir kadar genişledin ve aynen büyümeye devam ediyorsun. Şimdi de tüm ülkeyi içine aldın ve herkesle bütünleştin. Ve artık tüm dünya kadar genişledin ve bütünleştin. Herkesin sevgi ve coşkusunu içinde hisset. Genişlemeye devam ediyorsun ve ileride karışık renkler görüyorsun. Bu renklere doğru büyümeye devam et. Rengarenk bir katmanı aştığını hayal et ve bu renklerin her birine teşekkür et. Daha da genişliyorsun ve altın renkli jöle kıvamında bir katmana geldin. Bu altın renkli jöle kıvamındaki katmanı da içine alarak büyüyorsun. Bu altın renkli katmana da teşekkür et ve artık karanlık bir bölgeye geldin.
Yaratıcı Özle Tanışma Meditasyonu
Uzaklardan sanki bir pencereden içeriye sızan bir ışık girermiş gibi beyaz ve çok parlak bir ışığın geldiğini görüyorsun. O ışığa doğru genişlemeye devam et. Sen ışığa yaklaştıkça pencere daha belirginleşiyor ve onun bir kapı olduğunu görüyorsun. Işık çok parlak ve sana ferahlık hissettiriyor. Bu kapıya iyice yaklaş ve kapıdan dışarıya çıkacakmış gibi genişle. Şimdi etraf bembeyaz oldu ve ışığın özünü görüyorsun. Çok tanıdık ve bildik bir ışık bu.
Ona iyice yaklaş. Ve o ışıkla bir olduğunu hisset ve tam da kalbinin olduğu yere ışığın girdiğini hayal et. Işıkla bir oldun artık ve bembeyaz halde parıldıyorsun ve bembeyaz bir ışık saçıyorsun. Şimdi bu ışıkla konuşacağız o yüzden lütfen söylediklerimi tekrarla. Her şeyin yaratıcısı yüce güç, şimdi seninleyim. Lütfen bana tüm gücünü ver ve seninle bir olmama izin ver.
Seninle birlikte çok güçlü ve aynı zamanda çok hafif olduğumu hissediyorum. Bu hafiflik ve huzur inanılmaz şekilde beni rahatlatıyor. Yaratıcı güçle birlikte sevgini de tüm bedenimde hissediyorum. Tüm hücrelerim senin yaratıcı gücünle dolu ve hafif. Biz artık bir bütünüz. Bana verdiğin bu huzur, sevgi, şefkat, güç ve hafiflik için teşekkür ediyorum. Seni bedenimde ve tüm hücrelerimde hissediyorum. Şimdi tüm bütünlüğünü bembeyaz ve parlak bir ışık olarak iyice genişlediğini hayal et. İyice büyüdün ve genişledin. İyice hafifledin. Ve artık her yerdesin ve her yer sensin. Ne zaman hazır hissediyorsan gözlerini açabilirsin.
Yaratıcı özle tanışma meditasyonu tamamlanmıştır. Artık tüm güç seninle. Dilediğin her şeyi başarma ve yaratıcılığını kullanma gücü her zaman seninle birlikte.
Hoş geldin.
Tevafuk nedir? Tevafuk ilahi anlamda birbirine iki uyumlu şeyin gerçekleşmesine denir. Buna günümüzde mucize adı verilmiştir. Bu iki şey birer olay, durum, kişi ya da her hangi bir şey olabilir. Tesadüf diye adlandırdığımız her olayın amacının farkına vardığımızda bir amaç doğrultusunda gerçekleşmiş kusursuz uyuma tevafuk denir.
Gerçekleşmesi gerekiyormuş dediğimiz her şey birer tevafuktur. İyi ya da kötü her olayın birer amacı vardır ve kusursuzca gerçekleştikleri için her olan birer mucize ya da tevafuktur. Kendimizi geliştirmemize yardımcı olan olaylar evrensel açıdan ilahi bir kusursuzlukla yani muhteşemlikle gerçekleşirler. Bu muhteşem tesadüfler büyük bir uyum içerisinde büyüleyici, etkileyici ve göz kamaştırıcıdır. Tevafuk nedir sorularına çok güzel cevaplar veren ruhumuzun mesajlarını anlamalı ve hayatımızı içsel rehberliğimizle takip etmeliyiz.
İyi seyirler…
Merhabalar sevgili dostum. Seni hiç tanımıyorum ama şu anda bu videoyu izlemeye başladıysan belli ki birazdan anlatacaklarımı duymaya ihtiyacın var.
Onca zamandır kafanı kurcalayan sorular var belli ki. Hatta içinden çıkamadığın problemler. Belki de bazen “bu hayat çok acımasız” diyorsun ve hatta “şanssızlık gene beni buldu” diye haykırarak isyanını dile getirmeye çalışıyorsun. Çevrende seni aşağıya çekmek isteyenlere şaşkınlıkla bakarak her defasında kendini daha güçsüz ve hatta daha çaresiz hissediyorsun değil mi? Çok haklısın. Bu kadar çok üzülmekte ve kafana takmakta çok haklısın. Hatta bu zihnindeki düşüncelerle hep dibe vurmaya, daha da derinlere gitmeye devam ediyorsun. Ama şimdi sana anlatacaklarım belki de hayatını değiştirecek.
Bak şimdi, bu zihnindeki düşüncelerin sonu gelmeyecek, önce bunu aklına sokmalısın. Senin o değişmesini istediğin insanlar hiçbir zaman değişmeyecekler ve hep aynı kalacaklar. Bunu da biliyorsun. O zaman zihnindekileri değiştirmenin ve hatta zihninde oluşmuş olan çevrendeki o insanların yanılsamalarını da değiştirmenin tek bir yolu var. Sadece tek bir yol. O da senin değişmen. Düşünce yapını ve düşünce alışkanlıklarını değiştireceksin. Çevrendekiler sana negatif olan her ne derse desin sen aksini düşünerek ve kendine olan güveni yükselterek seni aşağıya çekmelerine izin vermeyeceksin.
Artık direnme. Hayat çok kötü gidiyor deme. Bok gibi hayatım var ve çevremdekiler bana ve yapmak istediklerime engel oluyor deme. Senin elinde kocaman bir koz var. Bu hayatı değiştirecek yalnızca tek bir koz var ve o da senin hayallerin ve o hayalleri gerçekleştirebilecek yüreğin. İşte o zengin yüreğinle başaramayacağın hiçbir şey yok.
Belki de bugüne kadar sana hep yapamazsın dediler, beceremezsin dediler, sen beceriksizin tekisin dediler. Ama öyle değilsin ve bunu ikimiz de çok iyi biliyoruz. Başarabileceğini ve istediğin her şeyi yapabileceğini çok iyi biliyoruz. O zaman onlar söylemeye devam ettikçe öyle olmadığını kendine tekrar et ve yenilgiyi kabul etme.
Şimdi benimle birlikte tekrarla
Ben güçlüyüm. Daha yüksek sesle “ben güçlüyüm”
Bir daha “ben güçlüyüm”.
Hah işte böyle.
Bundan sonra o hayallerini gerçekleştirmenin tek yolu olduğunu aklına kazımanı istiyorum. Yalnızca tek bir yolu var. O da her zaman o muhteşem hayallerini gerçekleştirmek için sürekli adım atmak ve bir şeyler yapmak. “Yapamam” kelimesi artık senin lügatında yok. Yapacağın tek şey var o da sürekli bir şeyler yapmaya devam etmek.
Unutma bu hayat senin ve çevrende hayallerini gerçekleştirebilecek yalnızca tek kişi var o da bir başkası değil.
Sadece sensin.
Birisinden bir şey isterken çekinmek ve kabul edip etmeyeceğini düşünerek bir korku içerisine girmek ya da çok fazla nazik davranmak ve isteğinin altında ezilmek olmaması gereken bir davranıştır. Normal şartlarda birisinden bir şey isteriz ve karşı taraf ya kabul eder ya da reddeder.
Biz kendimiz başkasını düşünerek hareket edip fazla nezaket altına girersek o zaman korktuğumuz bir şey var demek olabilir. Ya da hayır demesini istemiyoruzdur. Böylelikle zaten istediğimiz tek cevap evet cevabıdır ve hayırı cevap olarak kabul etmiyoruz demektir.
İyi seyirler…
